UZMANLIK ALANLARI
Travma çözümlemesini hedefleyen beden odaklı bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ile çalışırken, kişinin kendi beden duyumlarına yönelik olarak farkındalığı ve öz düzenleme becerileri artar. Travma sırasında sinir sisteminin nasıl etkilendiği, bedende nasıl bir etkisi olduğu araştırılır. Somatik Deneyimleme teknikleri açısından bakınca, travma çözülmesini sağlayacak çeşitli anahtarlar vardır.
Beden odak alınarak, sistemin vermek istediği uygun yanıt bulunur. Seansta, bedenin deneyimlemesi sağlanırken bir çeşit boşalım olur. Beden ağlıyor ve rahatlıyor gibi de gelebilir. Günlük hayat deneyimlerinin öznelliği gibi, bedende deneyimlenen de kişiye özgüdür. Somatik Deneyimleme uygulayıcısı, uygun anahtarları bulup kullanmada danışan kişiye eşlik eder.
EMDR açılımı, Türkçe’siyle Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşlemleme olup, Dr. Francine Shapiro’nun geliştirdiği psikoterapi yöntemidir. Rahatsız edici düşüncelerin şiddetinin göz hareketleriyle azaltıldığını fark eden Shapiro önce travmalarla çalışmaya başlamıştır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşayan kişilerle yapılan araştırmalarda EMDR’nin etkinliği kanıtlanmıştır. EMDR ile danışanların diğer belirtilerinin de azalmasıyla birlikte kullanım alanı genişlemiştir.
EMDR’ye göre eğer geçmişte yaşanan olumsuz yaşantılar beyinde, hayata uyum sağlayıcı şekilde işlemlenmeden kaldıysa, bir nevi kilitli gibidir. Danışanın anıları; değersizlik, yalnızlık, çaresizlik vb. inançlarla birlikte tıkanmış olabilir. Bu anıların uyum bozucu etkileri günlük hayattaki yaşam olaylarıyla tetiklendiğinde olumsuz düşünceler tekrar tekrar gelebilir.
“Kaçtığım bütün savaşların yaralarını taşıyorum”, der Fernando Pessoa. EMDR, travmalarla yüzleşmeyle birlikte yaraları sarma olanağı sağlar.
İçsel çatışmalarla birlikte uyum bozucu düşüncelerle çalışmanın yanında kişiyi güçlendiren kendi kaynaklarına da ulaşılması hedeflenir. EMDR ile beynin işlemleme yapması olanak bulduğundan, bu anı ağlarıyla birlikte depolanmış olumsuz düşünceler, “sadece kendim olduğum için değerliyim” gibi olumlu inançlara evrilerek kişi için hayata uyum sağlayıcı hale gelirler.
Düşünce, duygu ve bedene bütüncül bir görüş getiren bu yaklaşım diğer yöntemlere yardımcı olur. Bu yaklaşımla, kişiye yükü fazla gelen duyguların bedende daha fazla alan bulması hedef alınır. Duygu yayıldıkça, bedendeki yükünü hafifletir.
Ergenlik yaşam dönemi itibariyle; çocukluğun ve çocukluğa dair olanın kaybı, aynı zamanda çok yönlü değişim ve yetişkinliğe geçiş süreci olarak yaşandığından, hem ergen hem de aile için zorlayıcıdır. Sınav kaygısı, ayrılık kaygısı, uyku problemleri en sık başvuru nedenlerinden olup, aile ve arkadaş ilişkilerindeki zorlanmalar da terapinin konusu olabilir.
Hatırladım
Ergenliğimin ilk gününü
Bütün bedenim,
Açılıyordu masum bir şaşkınlığın içinde
Karışmak için o belirsizliğe, o dilsizliğe, o bilinmeyene
– Furuğ Ferruhzad
Danışan ile yolculukta belki.. Geçmiş yaşam olaylarının yarattığı birikimli etkilerle tıkanmış yollar, çıkmaz sokaklar keşfedilir. Bazen, sonu görünmeyen bir tünele girmek gibi gelebilir. Kişinin hassasiyetleriyle birlikte öznel dünyasını dile dökmesi için güvende hissetme ve zamana yayılarak sindirme ihtiyacı olduğundan seanslar haftalık olarak düzenli devam eder. Travma, kaygı, panik atak, depresyon, ilişki problemleri sık başvuru nedenlerinden olup, aslında baş etmekte zorlanılan tüm duygu ve düşünceler konu olabilir.
Her kişinin kendine özgü bir hikayesi vardır
ve her kişi kendi biricik hikayesinin kahramanıdır.
Çift ilişkisinde yaşanan problemler; güvensizliğin artmasıyla birlikte bireysel olarak da yalnızlık, çaresizlik, depresyon gibi birçok yakınmaya sebep olabilir. İlişkide yaşanan çatışmanın kaynağı olarak, yansıtılanın da altında yatan duygulara odaklanılır. İlişki geçmişine dair olumsuz yaşam olayları ve çözümsüz diyaloglar üzerinde çalışılır. Geçmiş olumsuz yaşam olaylarıyla alınan yaraların onarılmasında ilişkinin kendi gücünden faydalanılır. Olumsuz ve çözümsüz diyaloglarda, aslında altta yatan duyguların ifade edilmesiyle birlikte çiftin güven ilişkisinin yapılandırılması hedeflenir.
Sana içimi döksem,
Beraber toplar mıyız?
– İlhan Berk
YAZILAR
Kaygı
Kaygı, günlük hayata dahil. Bu yazıyı yazmadan önce aklımdan tam da şunlar geçiyordu: Acaba kaygının ne anlama geldiğini anlaşılır bir şekilde ifade edebilecek miyim? Okuyucu, anlattıklarım üzerinden kendine dair bir yorumda bulunabilecek mi? Bunlar benim soru işaretlerimdi. Ya eksik anlatırsam ya da yanlış anlamalara neden olursam? Endişeli düşüncelerim. Bu düşüncelerle birlikte yaşadığım kaygı duygusu, günlük […]
Boşanma
“gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine. bilemem, belki bu yüzden ben sana yanlış bir yerden edilmiş bir büyük yemin gibiydim. beni hep aynı yerimden yaralayan o eve yine de döneyim döneyim istedim.” – Birhan Keskin Boşanma oranlarının giderek arttığına, sadece […]
Kayıp ve Yas
Her ölüm dünyada bir çatlak açar – bir boşluk bırakıp öyle gider her kişi: öteki kişiler de, şimdi, o çatlağı kapatmakla, o boşluğu doldurmakla görevlendirilmiş hissederler kendilerini. … Oysa, önemli olan, çatlağı açıkça görebilmek, boşluğu olduğu gibi yüklenebilmekti. – Oruç Arouba
Migren ve EMDR
Migren Tarihte; en bilinenleri Kant, Freud, Nietzsche, Van Gogh, Cervantes olmak üzere bir çok ünlü migrenden mustarip olmakla birlikte, bir bakış açısıyla migren yaratıcılığın kaynağı veya bir çeşit kamçılayıcı gibi tariflenmiştir. Emily Dickonson “Bir cenaze hissettim beynimde” isimli şiirini migreni için yazmış, Monet ise migrenini tuvale aktarmıştır. Hayranlık uyandırabilecek şekilde anlatılan migren deneyimi, kişilerin günlük […]
Sosyal Kaygı
Çekingenlik Toplumsal düzeyde düşünüldüğünde, çeşitli kurallar çerçevesinde hareket edilir. İnsanlar sosyalleşirken, değer oluşturarak yaşama eğilimindedirler. Bu değerler bağlamında, belli durumlardan çekinir ve bir miktar kaygı taşırız. Büyüme ve gelişme çağında bir dizi farklı değerle farketmeden karşılaşır, bunlara zamanla alışırız. Geleneksel olanın yanında, bazı değerler evrensel olarak ortaktır. Başka bir kişinin kırgınlığına sebep olmaktan çekinmek gibi. […]
Sınav Kaygısı
Sınav kaygısı belirtileri çok çeşitli olmakla birlikte aşağıda belirtilenlerden birkaçı birlikte bulunabilir. Karın ağrısı ve mide bulantısı sık sık karşılaşılan belirtilerdendir. Başarısızlık korkusu temelde yattığından başarısız olunacağına dair olumsuz düşünceler ön plandadır. Sınav günü zihin durmuş gibi gelir, bütün belirtiler yoğunlaşır. Sınav sırasında, dikkat dağılır, önceden öğrenilen bilgiler hatırlanamaz.
Obsesif – Kompulsif Bozukluk
Obsesif Kompulsif Bozukluk, kişinin zihinsel düzeydeki takıntıları (obsesyonları) ve bu takıntıların (obsesyonların), kendisini çeşitli davranışlara yol açmak üzere zorladığı hissiyle birlikte gerçekleştirdiği zorlantıları (kompulsiyonları) ile bir bütündür. Takıntı (Obsesyon) Takıntı.. Takıntı deyince ne çok şey akla gelir; kafaya çok takıyorsun, hoca bana taktı, seni takıntı yaptı vb. gibi. Takıntı, günlük hayatta bir çok durumda […]
Travma Yaşantısı ve EMDR
Travma Yaşantısı nasıl anlaşılır? * Kazalar, doğal afetler, beklenmedik yaralanma veya ölüm travmatik olabileceği gibi, küçük düşmek veya aldatılmak da travmatik olabilir. * Her travmatik olay stres yaratır ama her stresli olay travmatik değildir. * Her ne kadar stres https://www.puttygen.net/ , korku, endişe veya bunaltıcı şeyleri hissetmenize neden olan herhangi bir şey travmatik olarak adlandırılabilirse […]
Panik Atak
Panik atak nedir? Panik atak belirtileri ve sebepleri nelerdir? Panik atak belirtileri ne kadar sürer? Panik atak nasıl geçer? Hayatım hep böyle mi geçecek? İlk kez panik atak yaşayan kişiler, genellikle fiziksel belirtiler nedeniyle hastanelerin acil servislerine başvurma eğilimindedir. Yaşadıklarının panik atak olduğunu öğrendikten sonra ise zihinlerinde arka arkaya birçok soru belirir. Korku, Kaygı […]